Cumartesi, Şubat 12, 2005

Kulağından doğum yapan kadınlar, Türk Dil Kurumu (TDK) ve Avro (Euro)

"Dil" meselesi, Oktay Sinanoğlu'nun özellikle "Bye-Bye" Türkçe adlı kitabından sonra daha bir tartışılır ve idarak edilir oldu.
('faşizm ön yargısından' kurtulmaya direnen, Ufuğun ötesini gör(e)meyen bir güruh hariç)
..
..

Bu bağlamda, "printer" kelimesi yerine "yazıcı" kelimesinin kullanılması gayet yerinde bir tutum.Buraya kadar herşey güzel.

Ama işin "melemenden yumurtanın sarısını aylıklama" eylemine dönüşmesini anlamak hakikaten çok güç. Aynı, yıllardır kullandığımız Yuro ( € ) kelimesinin Avro gibi bir saçmalağa dönüştürülmeye çalışılması gibi.

Yaşayan bir dil için birşeyler yapılmak istiyorsanız;
"Over Clock" terimi daha ilk gündeme çıktığı günlerde "Hız Aşırtma" diye lanse edilmesini sağlarsınız
yada Compact Diskler minüslerde süs olmadan çok önce karşılığını sunarsınız insalara.
yada Üniversite kelimesi dile girmeden, kemikleşmeden önce Evrenkent ile başlarsınız.(ironik belki ama Okay Sinanoğlu'nun önerdiği bir tanım. Ama ÇOK geç kalmış bir teklif.)
vb.. vb...

Kalkıpta yıllar sonra "bu çocuk benim çocuğum, ama ben bakireyim" diyemeyeceğiniz gibi, hadi bundan sonra AVRO diyelim diyemezsiniz!

// kaldı ki, "Üzerimde 30 yok ama 15 Yuro var" vb.. deyince, anlamıyor kimse yada gülüyorlar. Orjinal teleffuzu "Oyro" şeklinde.
vurgulamak istediğim; yanlış olarak bile olsa "Yuro" diye bir defa girmiştir dilimize, bu kadar zaman geçmiş, çocuk nerdeyse okula başlayacak, kalkıpta ben bakireyim demenin manası yoktur.

// insanın aklına gelimiyor da değil hani.
ya bakireyse.
ya bu şekildeki çarpık zihniyete sahip metabolizmalar... ... .

Hiç yorum yok: